Siyaset biliminin modern devlete yaklaşımı istisnalar dışında kurumsal bir yaklaşımdır. Daha çok devletin temel kurumları olan ordu, bürokrasi ve maliyenin geçmişten bugüne dönüşümü ele alınır. Bir açıdan oldukça nötr bir süreçtir bu. Afrika'daki örneklerle karşılaştırıldığında ise arzu edilen bir süreç.
Halbuki Foucoult'un bize öğrettiği bir şey vardır. Modern güç ilişkileri bunların tamamından daha çok boyutlu birşeydir... daha derinlerde, daha görünmez bir dönüşüm yaşanmıştır, yaşanmaktadır. Foucoult'nun iddiasını bir adım öteye götürürsek aslında bir bütün olarak bakıldığında modern devletin ortaya çıkışı ve dönüşümü artı yönleri kadar eksi yönleri de olan bir süreçtir.
Serdar Kaya Endoktrinasyon ve Türkiye'de Toplum Mühendisliği kitabı ile dikkatlerimizi Türkiye örneğinde işte modern devletin ortaya çıkışı ve dönüşümünün eksi yönlerine çekiyor. Türk modernleşmesinin tabiri caizse günahlarını gözümüzün önüne seriyor. Ve bunu oldukça acımasızca yapıyor. Kafamızda kutsal saydığımız değerlerin ve kurumların alt yapılarınını gösteriyor ve onlarla yüzleşmemizi sağlıyor. Bir anlamda Serdar Kaya benim için Etyen Mahçupyan, Kürşat Bumin ve benzeri son dönem entellektüeller arasındaki yerini alıyor ve Türk modernleşmesinin çoğunlukla gözardı edilen yönlerine parmak basıyor.
Benim için kitabın en talihsiz yönü Serdar Kaya'nın toplum mühendisliğinin mümkün olduğuna bizleri inandırma gayreti... Bunun için kitabında Sosyal Psikoloji'nin meşhur deneylerine ve onların bulgularına oldukça büyük bir yer ayırıyor. Bence buna gerek yoktu. O bölümler benim için inanılmaz sıkıcı ve kuru bölümlerdi.
Serdar Kaya'nın nazariyat dünyasını keşke Foucoult'lar, Gramci'ler doldursaydı. Hele hele böyle bir kitapta James Scott'ın Seeing Like a State'ine hiçbir göndermenin yapılmaması siyaset biliminde doktora yapan yazarı için kabul edilemez bir hata. Kitabın ikinci baskısında umarım Serdar Kaya'yı daha fazla siyaset bilimi içinde görürüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder